25 Kasım 2010

şuursuz taraftar


bizimkiler buradayken en zoru tabi ki serhat'ı eğlendirebilmekti. elimizdeki kısıtlı imkanlarla üzerime düşeni yaptım tabi. ama bana serhat'ın zamanı nasıl geçirmek istediğine dair üretkenliği pek işime yaradı, onu da itiraf etmem gerekiyor. yine de bu üretkenliğin genellikle şöyle bir sonucu var: yapılacak tüm aktivite diğer insanları da kapsıyor, asla ve asla serhat'ın sadece kendisini kapsamıyor. bir çok şeyin üstesinden kolaylıkla gelmesini sağlayan sosyal becerileri bizim de iki unutulmaz gece geçirmemizi sağladı. serhat'ımın uğruna maaile taraftar olduk...

aile saadeti

yanlış anlaşılma olmasın. aşağıdaki hareket birine küfür etmek için yapılmadı. aslında küfür edilecek kişi konusunda bir sıkıntımız da yok gerçi. 
bu bizim serhat'ın en sevdiği pozu :)





bizimkilerle beraber ankara'da kısa geziler yaptık. yaptık yapmasına da pek zor oldu aslında. kararım kesindir: en yakın zamanda ehliyet -ve mümkünse araba- alınacak! yoksa olmuyor. hep ankara'ya gelenleri gezdirme sıkıntısı içindeyiz zaten (malum ankara işte -tuba duymasın!) bir de var olan yerlere kafamız estiğince gidip gelemiyoruz. neyse ki ankara'ya daha yeni yeni ayağı alışan bizimkileri götürecek şimdilik bir kaç yer vardı...

21 Kasım 2010

hızlı yarımada turu


istanbul'a o zaman gidiş nedenimiz olan nikahtan sonra biraz koşarak biraz keyif çatarak yaptığımız hızlı yarımada turudur... nedense çok da gitmemiş elimiz fotoğraf makinesine...

13 Kasım 2010

büyükada


yazın yaptığımız büyük koşturmamızdan devam...

istanbul'a düğün bahanesiyle geldik. inanılmaz sıcak, vıcık vıcık
kendimizi bir vapura atarsak azıcık serinleriz belki dedik,  ada vapuruna atladık. ama faydası yok!
yine de çok güzel bir seçim yapmışız. gerçi haftaiçi ada daha sakin olur demiştik ama hiç de öyle değilmiş. bir biz bir de neden olduğunu çözemediğimiz bir çok arap turist vardı adada.
maalesef bisiklet için fiziki koşullarımız elverişli değildi (alacağın olsun ilkay!)